Yazı kategorisi: derinliği olmayan kişisel görüşlerim

SOLCULUK!


Solculuk: Romantizmin Politikaya Karışmış Hali

Solculuk… Ne güzel bir kelime aslında (bana göre). İlk duyduğunda insana umut veriyor, merhamet çağrıştırıyor. Ezilenin yanında, yoksulun sesi, sömürülene omuz… Yani kulağa gayet vicdanlı geliyor. Belki bu yüzden bir zamanlar hepimiz bir parça solcuyduk. En azından kalben. Çünkü solculuk ilk bakışta iyiliği temsil ediyor gibi duruyor. Ama işte dostum, mesele burada başlıyor: İyilik her zaman gerçeklikle uyuşmaz.

Çoğu solcu iyi insanlardır. Samimidirler. Safça inanırlar dünyanın değişebileceğine. Ama benim gözüme hep şöyle görünmüşlerdir: Kafaları bir ütopyayla dolmuş, gerçeği tokat gibi suratlarına yediklerinde hâlâ “Ama insanlık kazanacak!” diye bağıran, kandırılmaya çok müsait, bazen de hayatın karmaşıklığını anlayamayan insanlar.

Düşünsene, kapitalizm diyorlar mesela. Tamam, eleştirilecek çok yönü var. Ama onun karşısına koydukları şey ne? 20. yüzyıl boyunca denendi, Stalin’den Mao’ya kadar… Milyonlarca insanın ölümüne, sefaletine yol açan sistemleri “ama o gerçek sosyalizm değildi” diyerek temize çekmeye çalışıyorlar. Bu bana hep şey gibi geliyor: Hani bir sevgili vardır, seni sürekli aldatır ama sen hâlâ “O aslında kötü biri değil, sadece ne yaptığını bilmiyor” dersin. Kusura bakma dostum ama bu artık saflığın ötesi, düpedüz kendini kandırmak.(biraz da…)

Solculuk, duygusal insanların ideolojisi gibi geliyor bana( Tabiki duygusal olmak bir kusur değil. Yalnızca bir tespit: çoğu solcu duygusal ve derin düşüncesi olmayan insanlardır. Her duygusal insan saf değildir.Yanlış anlaşılma olmasın) Gerçeklerle kavga ederken, insan doğasını da ıskalıyorlar. “İnsan eşittir” diyorlar. İyi de, eşit değil ki insan. Kimisi doğuştan zekâsıyla fark atıyor, kimisi yetenekli, kimisi tembel, kimisi çalışkan,kimisi salak. Herkese eşit sonuç vermeye çalışmak, çabayı ve fedakârlığı cezalandırmak gibi bir şey. Bu yüzden Sovyetler gibi sistemlerde insanlar zamanla ruhsuzlaştı. Çünkü çalışsan da çalışmasan da aynı kapıya çıkıyordu. E o zaman neden uğraşsın ki biri?

Bir de şu politik romantizmleri var: “Halk” dedikleri o geniş kitleyi sanki kutsal bir varlık gibi görüyorlar. Oysa halk dediğin, çoğu zaman manipülasyona açık, çıkarına göre şekil alan, duygularıyla hareket eden bir yığın. Bu gerçeği kabul etmeyip, her şeyin “halk için” yapıldığı bir dünya hayal ediyorlar. Ama tarih şunu defalarca gösterdi: En çok “halk” diyenler, halkın en büyük cellâdı oldu.

Üstelik solcular, çoğu zaman insan ilişkilerini de tam çözememiş gibiler. Devleti kutsal bir baba gibi görüyorlar. Her sorunu “devlet yapsın”, “devlet çözsün” diyerek çözmeye çalışıyorlar. Oysa bazen devletin çekilmesi gerekir. Serbestliğin, bireysel inisiyatifin alanı açılmalıdır. Ama onlar için birey diye bir şey yok neredeyse. Her şey kolektif olsun, her şey ortaklaşa. Güzel fikir kağıt üstünde ama pratikte bu, sorumsuzluk doğuruyor. Ortak olanın sahibi olmaz çünkü.

Ve evet, kandırılmaya çok müsaitler. Çünkü sorgulamak yerine duygulanıyorlar. Bir lider gözyaşı döksün, bir marş söylensin, bir afişte yoksul bir çocuk gösterilsin, hemen ikna oluyorlar. Popülizme en çok sol yakalanıyor aslında. Ama bunu kabul etmek yerine “biz vicdanlıyız” diyorlar. Sanki vicdan, politika yapmak için yeterliymiş gibi.

Bu yazıyı okuyan bir solcu bana belki öfkelenecek bana küfredebilir.(sakin ol dostum)“Sen de sağcı mısın?” diyecek. Değilim dostum. Ben sadece gerçekçiyim. Sağcılığı da eleştiririm, liberalizmi de, ama şunu gördüm: Solculuk, insan doğasını, ekonomiyi, tarihi ve politikayı tam kavrayamamış bir romantizmdir. Ve romantizm, çoğu zaman felaketle sonuçlanır.

İyi insanlar olabilirler. Hatta çoğu gerçekten iyi niyetlidir. Ama dünya, iyi niyetle dönen bir yer değil. Akıl, strateji, disiplin ve gerçeklik gerektiriyor. Solculuk ise çoğu zaman değil her zaman bu dört unsurdan yoksun.

Bazen düşünüyorum da, belki de solculuk bir gençlik hastalığıdır. Gençken umut dolu olursun, dünyayı değiştireceğini sanırsın. Ama yaş aldıkça değilde düşündükçe fark edersin ki: Dünya değişmez, sadece maskeleri değişir. Ve bu oyunda romantikler genelde kaybeder.

Yorum bırakın