Yazı kategorisi: Genel

Doğru Yapan mı Kazanır, İyi Görünen mi ?

Doğru Yapan mı Kazanır, İyi Görünen mi?

Birinin içini rahatlatan ama toplumun hoşuna gitmeyen bir doğruluk vardır. Bir de toplumu mest eden ama içten içe kokuşmuş bir iyilik gösterisi.
İnsan bazen bir kararın eşiğinde bunu sorar kendine: “Doğru olanı mı yapmalıyım, yoksa iyi görüneni mi?”

Eğer sokakta bir kediye mama veren birini görürsen, onun iyi biri olduğunu düşünürsün. Ama o kişi belki az önce bir iş arkadaşının arkasından kumpas çevirmiştir. Öte yandan, toplantıda sesini yükselten bir adam sana kabalık gibi gelir ama belki de o, yıllardır mobbing gören bir meslektaşının hakkını savunuyordur. İşte mesele burada başlar. Dış görünüş ile iç niyet arasındaki savaş. Doğru ile “iyi gibi duran” arasındaki ince ve sahte çizgi.

Toplumun Sahnesi ve Rol Dağılımı

Dürüst olalım: insanlar gerçekleri değil, onlara sunulan versiyonları sever. Güleryüzlü yalanlar, surat asan doğrulardan daha hızlı satar.
İyi görünmek, günümüz dünyasında bir sermaye haline geldi.
LinkedIn’de “takım ruhu”, Instagram’da “yardımseverlik”, Twitter’da “adalet” havaları estiren ama özel hayatında vicdanın zerresine dokunmamış insanlar var. Görünmek her şey oldu. Olmak mı? O artık prim yapmıyor.

Çünkü doğru olan her zaman sempatik değildir.
Adil davranmak, bazen çoğunluğu karşıya almaktır.
Doğruyu savunmak, sevilmemeyi göze almak demektir.
Ve ne yazık ki günümüzde çoğu insan, “haklı” değil, “sevimli” olmaya yatırım yapıyor.

Bir Mesele: İnsanlar Sadece Ne Hissettirdiğini Hatırlar

Birine doğruyu söylediğinde, onu üzebilirsin. Ve o kişi seni “kötü” biri olarak hatırlar.
Bir başkası ona yalan söyler ama yüzüne gülerse, yıllarca onun dostu olarak anılır.
İnsanlar çoğu zaman ne söylediğini değil, nasıl hissettirdiklerini hatırlar.
Bu da ne yazık ki doğru yapanın değil, iyi görünüp idare edenin kazandığı bir sistem yaratır.

Peki bu ne demek? Gerçeğin, iyi hissedilmediği sürece değerinin kalmadığı bir dünyadayız.
Ve bu çok ama çok tehlikeli.

Felsefenin Gözünden: “Erdem mi, Etiket mi?”

Kant der ki: “İyi olan, yalnızca iyi niyettir.”
Yani görünüşün değil, niyetin belirleyici olduğunu savunur.
Ama Nietzsche, tam tersine, bu “iyi niyet” lafının çoğu zaman bir sahtekârlık perdesi olduğunu söyler.
Birçok insanın “erdem” dediği şey aslında bir tür toplum tarafından onay alma biçimidir.

Günümüzde “iyilik” pazarlanabilir bir ürün oldu.
Hastane ziyaretlerini video çeken influencer’lar, sokak hayvanlarına mama verirken 3 açıdan story atanlar, çocuklara yardım ederken kendi suratını 4 kat filtreyle çekenler…
Bunlar iyi insanlar mı? Yoksa iyi görünmenin getirdiği avantajları seven oyuncular mı?

Asıl sorumuz şu:
Erdemli olan gerçekten erdemli olmakla mı ilgileniyor, yoksa etiketlenmekle mi?

Hayat Bir Sahne mi, Yoksa Bir Ayna mı?

Shakespeare demiş ya hani: “Tüm dünya bir sahnedir.”
Bu sahnede rollerini iyi oynayanlar alkış alır.
Ama doğruyu söyleyenler çoğu zaman seyirciyi rahatsız eder.
Çünkü doğru, konforlu değildir. Doğru, aynadır.
İnsanlar kendilerine ayna tutanları değil, güzel masal anlatanları sever.

Birinin başarısı bazen doğruyu yapmasından değil, rolünü iyi oynamasından gelir.
Kimse perde arkasında ne döndüğünü bilmez.
Ve bu yüzden, hayat bazen bir sahne değil, bir illüzyon gibidir.
Gerçeğin değil, gösterinin kazandığı bir illüzyon.

Yalnızlık mı, Yalakalık mı?

Doğruyu savunmak, seni yalnız bırakabilir.
İyi görünmeye çalışmak ise sana bir sürü sahte dost kazandırabilir.
Ama unutma: doğruluğun yalnızlığı, sahtekârlığın kalabalığından daha anlamlıdır.

Günün sonunda yatmadan önce yüzünü yıkayıp aynaya baktığında, “Ben bugün ne yaptım?” sorusuna dürüstçe cevap verebilmek midir kazanç?
Yoksa insanların sana “ne kadar iyi birisin ya!” demesi mi?

Son Söz

Bu yazıyı okuyan sen…
Hayatta doğru olanı yaptığın için kaybettin mi hiç?
Birilerini kırmamak için yalan söyledin mi?
Kendin gibi olsan sevilmeyeceğini düşündüğün oldu mu?

Cevapların evetse, yalnız değilsin.
Ama bilesin ki, doğru yapan her zaman kazanmaz belki ama iyi görünen de hep temiz kalmaz.
Ve en nihayetinde, her maskenin altı bir gün nefessiz kalır.

Bu konuda bir film üzerinden yazdığım yazıma göz atabilirsini. Link : https://neohermosta.blog/2024/12/31/iyi-olmak-size-ne-kazandirir/